- Mart 24, 2018
- By admin
- In Teşhis
- Tags Transmisyon, Yönetim
- 199
- 0
Otomobillerimiz ailemizin bir parçası. Hepimiz en az maliyetle en uzun kullanım süresini hedefliyoruz. Peki, motoru daha uzun ömürlü kılmak için neler yapabiliriz?
Öncelikle söylenmesi gereken şey, yeni nesil motorların çok uzun ömürlü olduğu. Örnek vermek gerekirse, zamanında çok sağlam diye bilinen bir Renault 12’nin motoru en fazla 150-160 bin km gidebiliyordu. 200 bin km yapanlar çok şanslıydı. Günümüzde ise dizel motorlu bir Fiat Albea örneği, rahatlıkla 500 bin km’leri geçebiliyor.
Taksiciler Hangi Araçları Kullanıyor?
Özellikle taksicilerin kullandığı otomobillerde, km sayaçlarına baktığımda inanamadığım anlar oluyor. Konuştuğum taksiciler, perfiyodik bakımlar dışında çok bir işlem yapmadıklarını söylüyor. Bazıları ise sadece turbonun değiştiğini ya da revize edildiğini belirtiyor. Periyodik bakım demişken, aracımızın ve motorumuzun ömrünü uzatmak için ilk yapmamız gereken periyodik bakımları aksatmamak.
Bir otomobil; birçok mekanik, elektrik ve elektronik parçanın bileşiminden oluşur ve tabii ki hepsinin bir ömrü vardır. Bazı parçalar gözümüze sağlam gibi görünse de mukavemeti azalmış olabilir. Kısacası; hava şartları, zaman, korozyon ve kimyasal maddelere maruz kalma gibi nedenlerle belirli aralıklarla parçaların değişmesi gereklidir. Araç periyodik bakım aralıklarıgünümüzde çok uzadı. Eskiden beş bin km’de bir yağ değişimi kaçınılmazken, artık hiç dokunulmadan 20 bin km’leri geçen otomobiller var. Periyodik bakımda iki çeşit işlem yapılır. Birincisi yağ ve filtreler gibi sarf malzemelerinin değiştirilmesidir ki, ilk kilometrelerde bundan başka bir işlem yapılmaz. İkinci ise triger gibi hayati parçaların yenilenmesidir. Tabii her periyodik bakımda genel bir check-up da yapılır. Bazı kişiler otomobilin garantisini bitirmek pahasına yetkili servis dışında da işlem yaptırıyor. Aslına bakılırsa, ustanız iyiyse ve bakım aralıklarını da aksatmıyorsanız özel servislerde de bu işlemler yaptırılabilir. Ama burada önemli bir husus devreye giriyor. Otomobilinizi özel servise de götürseniz orijinal yedek parça kullanmanız çok önemlidir.
Triger Kayışı Ne Zaman Değişmeli?
Elbette hiçbir periyodik bakım kaçırılmamalıdır ama triger kayışının değişmesi gereken aralıklara özellikle dikkat edilmelidir. Triger kayışı, krank mili ve eksantrik ya da eksantriklerin birbiriyle uyumlu yani sentede çalışmasını sağlar. Kopması ya da diş atlaması, motorunuzda çok pahalı arızalar çıkaracaktır. Triger kayışı görevini yapamazsa supaplar, piston ve hatta krank bile zarar görür ki, bu oldukça büyük bir masraf anlamına gelir. Marka ve modele göre değişmekle birlikte genellikle 60-100 bin km aralığında triger kayışının değişmesi gereklidir.
Periyodik bakımları zamanında yapıyoruz. Motor yağını mutlaka zamanında ve fabrika önerisine uygun olarak değiştiriyoruz. Peki, işimiz bitti mi? Hayır, motorumuzun uzun ömürlü olması için sadece bakım yeterli değildir. Motorun sürekli düşük ya da yüksek devirde kullanmak da zararlıdır. Her motor, belirli bir devir aralığında çalışacak şekilde üretilir. Otomobilin ağırlığı, şanzıman oranları gibi etkenler, motorun verimli olacağı devir aralığını belirler. Performanslı kullanımda, sürekli yüksek devirlerde çalışan motorun aşınması kaçınılmazdır. Tabii sadece motor değil, aktarma organları, frenler ve hatta süspansiyon bile zarar gören parçalar arasındadır.
Bir motorun çalışabilmesi için nefes alması gereklidir. Ucuz bir parça olması nedeniyle pek önemsenmez ama hava filtresi de hayati parçalardandır. Motora giren havayı temizleyen filtre, toz ve partiküllerin yanma odasına girmesini engeller. Eğer motor ihtiyacı olan havayı ememezse yakıt tüketimi de artar. Motorunuzun uzun ömürlü olmasında periyodik bakım ve uygun devir ve viteslerde kullanmak da yeterli değil. Aracınızın kalbi olan motor, bütün parçalardan da etkilenebilir. Özellikle aktarma organlarının sağlıksız olması motora daha fazla yük bindirir. Lastik havalarınızın gereğinden yüksek ya da düşük olması bile motorun zorlanmasına yol açar. Eğer debriyajınız kaçırmaya başladıysa bundan ilk etkilenecek olan da güç ünitesidir. Günümüz motorları tamamen elektronik olarak kontrol ediliyor. Bu nedenle birçok sensör, elektronik kontrol ünitesine bilgi yolluyor. Motorunuzun uzun ömürlü olması, az yakıt tüketmesi ve performansının düşmemesi için bu sensörlerin mutlaka sağlıklı çalışması gereklidir. Bazı sensörlerde arıza çıktığında motor çalışmaya devam edebilir. Çünkü beyinlerde referans değerler bulunur. Diyelim ki, hava akış sensörü yeterli bilgiyi iletmiyor, beyin hemen referans değere göre bu bilgiyi işlemeye başlar. Tabii gerçek değer bu olmadığı için motor da tam verimlilikle çalışmaz. Bu nedenle belirli aralıklarla aracınızı bilgisayara bağlatmanızda fayda vardır. Böylece arıza kodlarını öğrenip, gerekiyorsa sensör ya da parça değişimi veya temizlik yapılabilir.
Motoru Isıtmak İçin Rölantide Bekletmek Doğru mu?
Bazı hatalı kullanım alışkanlıkları da motorun ömrünü düşürür. Örneğin bazı kişiler motoru ısıtmak için rölantide uzun süre bekliyor. Halbuki motor en iyi araç hareket ederken ısınır. Motorunuzun ömrü için ideal çalışma sıcaklığı da çok önemlidir. Bu nedenle soğutma sistemi kontrolü hayati önem taşır. Fan müşiri doğru zamanda devreye giriyor mu? Termostat sağlıklı çalışıyor mu? Bu bilgiler çok önemlidir. Bilindiği gibi termostat, motorun ideal çalışma ısısında kalması için çok önemlidir. Çünkü gerekli durumlarda soğutma sıvısının akışını keser. Kendi adıma, çalışmayan bir termostat yüzünden oluşan bir hararet problemi, eski otomobilimin motoruna büyük zarar vermişti. 15-20 TL’lik bir parça yüzünden bir sürü masraf etmek durumunda kaldım. Tabii yaz-kış mutlaka antifriz kullanımı gerekliliğinden bahsetmiyorum bile. Kısaca, motorun uzun ömürlü olması için iş dönüp dolaşıp bakıma geliyor. Bu bakımların birçoğunu siz de yapabilirsiniz. En azından gözle kontrol yapabilirsiniz. Tecrübeli sürücüler araçlarını sürekli dinler, gösterge tablosundaki uyarıları dikkate alır. Hayatında bir kere bile hararet göstergesine bakmamış sürücüler de var tabii ki ama bunun doğru olmadığını söylemeye gerek yok. Yeni otomobiller uzun ömürlü dedik ama henüz 10 bin km’de olmayan bir araç bile beklenmedik bir arıza çıkarabilir. Taşıtların arızası bir buzdolabının arızasına benzemez. Buzdolabınız bozulursa en fazla yiyecekleriniz bozulur ama otomobiliniz sizin ve sevdiklerinizin güvenliğini de tehlikeye düşürebilir. Bu nedenle sadece uzun ömürlü olması için değil, güvenli olması için de özel önem arz eder…